Kategori arşivi: 02-Hz Aişe

Fâni mal beka bulur. Çünkü Kayyûm-u Baki olan Zat-ı Zülcelâl’e verilen ve O’nun yolunda sarf edilen şu ömr-ü zail; bakiye inkılâb eder, baki meyveler verir.

Cenab-ı Hakk’ın yolunda harcanan fâni malın beka bulmasını şu ayetler ve hadis-i şerifler ile anlayabiliriz:

“Her neyi Allah yolunda infak ederseniz, Allah-u Teâlâ onun yerine size başkasını verir.” (Sebe 39)

“Yaptığınız her iyilik sadece kendiniz içindir… İyilik cinsinden ne infak ederseniz, o size aynen ödenir. Size hiçbir şekilde haksızlık yapılmaz.” (Bakara 272)

Hz. Aişe (r.a.) diyor ki: Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir koyun kesmişlerdi. Bu sırada bir dilenci geldi ve etten ona verdiler. Bir dilenci daha geldi, etten ona da verdiler. Sonra bir dilenci daha geldi ve etten ona da verdiler. Resulullah (s.a.v.) buyurdu ki: “Koyundan geriye ne kaldı?” Yanındakiler: “Sadece omuzu kaldı.” dediler. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.) buyurdu ki: “Hayır! Omuzu hariç diğer yerleri kaldı.” (Tirmizi, Sıfatu-l Kıyame 35)

Efendimiz (s.a.v.)’in burada anlatmak istediği şey şudur: “Biz hayvanın her parçasını Allah yolunda infak ettik. Bu infak sayesinde o parçalar beka buldu, çünkü Allah yolunda harcanan her şey beka bulur. Kalan bu omuzu ise biz yiyeceğiz. Bu parça Allah yolunda sarf edilmediğinden dolayı fena bulacak. O hâlde denilebilir ki, omuzu hariç bu koyunun tamamı beka bulmuştur.”

İbn-i Mesud (r.a.) rivayet etmiştir. Resulullah (s.a.v.), ashabına: “Hanginize mirasçısının malı kendi malından daha sevimlidir?” diye sordu. Onlar: “Ey Allah’ın Resulü! Hepimiz malımızı mirasçının malından daha fazla severiz.” dediler. Hz. Peygamber de: “Kişinin kendi malı, hayır yaparak önceden gönderdiğidir. Mirasçısının malı ise harcamayıp geride bıraktığıdır!” buyurdu. (Buhari, Rikak 12.)

Ebu Hureyre (r.a.) rivayet etmiştir. Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Her sabah iki melek iner. Biri: “Ya Rabbi, infak edenin malına yenisini ver!” der. Diğeri de: “Ya Rabbi, cimrilik edenin malını telef et!” diye dua eder.” (Buhari, Zekât 27; Müslim, Zekât 57)

Ebu Hureyre (r.a.) rivayet etmiştir. Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Ey Âdemoğlu! (Allah için) İnfak et ki, sana da infak olunsun!” (Müslim, Zekât 36, 37)

Ebu Hureyre (r.a.) rivayet etmiştir. Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Üç şey vardır ki bunlara yemin ederim: Sadaka malı eksiltmez…” (Tirmizi, Birr 82)

Naklettiğimiz ayet-i kerimeler ve hadis-i şerifler şu noktaya parmak basmaktadır: Allah-u Teâlâ yolunda harcanan bir mal eksilmez ve fena bulmaz, bilakis çoğalır ve beka bulur. Mal, Allah-u Teâlâ yolunda harcanmakla beka bulduğu ve fenadan kurtulduğu gibi, şu ömr-ü zail de Allah’ın yolunda harcanırsa beka bulur ve fenadan kurtulur. Zira o zaman şu ömr-ü zail, ebedâ bir hayatın vesilesi ve cennette ebedî bir saadetin sebebi olur.

Hz. Aişe (ra)

Hz. Aişe (ra)

Image

Hz. Aişe, Rasûlullah’ın en yakın dostu, hicret arkadaşı, ilk halife Hz. Ebû Bekir’in kızıdır. Peygamberliğin 4. yılında Mekke’de doğmuştur.

Hz. Peygamber ile nikahı hicretten önce Mekke’de kıyılmıştır. Bu sırada yaşı küçük olan Hz. Aişe’nin fiili evlilik hayatı ise hicretten sonra (hicretin 2. senesi Şevval ayında) başlamıştır. Hz. Aişe, Ezvâc-ı Tâhirât içinde ilk evliliğini Hz. Peygamber ile yapan tek hanımdır. Hz. Peygamber, çok sevdiği bu hanımı, sevgi ifadesi olarak “Ayşe”, “Aiş”, “Uveyş” gibi çeşitli isimlerle çağırmış, beyaz tenli olmasından dolayı “Hümeyra” dediği de olmuştur.

Hz. Aişe ile Rasûl-i Ekrem arasındaki aile bağı sevgi, anlayış ve hürmet esası üzerine kurulmuştur. Kendisine büyük bir yakınlık ve sevgi gösteren Hz. Peygamber ile koşu yarışı yaptığı, O’nun omzuna dayanarak Mescid-i Nebevî’de mızraklarıyla savaş oyunları oynayan Habeşlileri seyrettiği bilinmektedir. Hz. Peygamber de onunla birlikte olmaktan, özellikle gece seyahatlerinde kendisiyle sohbet etmekten, onun sorularına cevap vermekten hoşnut olmuştur. Hz. Aişe, zekası, anlayışı, kuvvetli hafızası, güzel konuşması, Kur’ân’ı ve sünneti en iyi şekilde anlamaya çalışması gibi vasıflarıyla Hz. Peygamber’in yanında müstesna bir mevki kazanmıştır.

Hz. Peygamber ile bir çok sefere iştirak eden Hz. Aişe, Benî Mustalik Gazvesi sonrasında Medine’ye dönülürken, düşürdüğü gerdanlığını aramak için ordunun gerisinde kalmış, ordunun artçısı Safvan b. Muattal tarafından gruba yetiştirilmiştir. Ancak bu durum üzerine münafıklar, ikisi hakkında çirkin dedikodular çıkararak Hz. Aişe’ye iftira etmişler, Müslümanlar nezdinde de şüphe uyandırmışlardır. Kaynaklara “İfk Hadisesi” olarak geçen  bu olay, Nur sûresinin; iftiraların asılsız olduğunu bildiren 11-21. âyetlerinin inmesiyle kapanmış, Hz. Aişe de Allah katından inen bu âyetlerle temize çıkarılmıştır.

Hz. Peygamber, hicretin 11. yılı Safer ayında rahatsızlanınca, diğer hanımlarının iznini alarak onun odasına geçmiş ve yine o odada vefat etmiştir.

Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer’in halifeliği devrinde herhangi bir siyasi faaliyete katılmayan Hz. Aişe; Hz. Osman’ın hilafetinin son yıllarında ve Hz. Ali’nin hilafeti esnasında adaleti ve barışı sağlamak niyetiyle bir takım faaliyetlerde bulunmuş, fakat olayların daha kötüye gitmesi üzerine siyasete bir daha karışmamış, yaşanan tatsız vakalardan dolayı duyduğu pişmanlık ise hayatının sonuna kadar sürmüştür.

Hz. Aişe, İslami ilimler sahasında temayüz etmiş bir hanım sahabidir. Hem baba evinde, hem Rasûlullah’ın yanında; zekası, anlayış kabiliyeti, öğrenme arzusu, kuvvetli hafızası ve imanı sayesinde en iyi şekilde yetişmiş ve herkese nasip olamayacak bir ilmî seviye kendisine nasip olmuştur. Hz. Peygamber’in vefatından sonra ashab ve tabiûndan bir çok kişi onu ziyaret ederek özellikle fıkıh ve hadis alanlarında kendisiyle istişarede bulunmuşlardır. Hz. Peygamber’in ashabı içinde çok sayıda fetva vermesiyle meşhur yedi kişiden biri Hz. Aişe’dir. Ayrıca 2210 kadar hadis rivayet ederek en çok hadis rivayet eden yedi sahabi (Muksirun) arasına da girmiştir.

Hz. Peygamber’in vefatından sonra 47 yıl yaşayan ve hicretin 57. veya 58. senesinde 66 yaşında iken vefat eden Hz. Aişe, Baki mezarlığına defnedilmiştir. Cenaze namazını vasiyeti üzerine Ebû Hureyre (ra) kıldırmıştır.

http://www.sonpeygamber.info/tr/tr/ezvac-i-tahirat/peygamber-esleri-3.html